Hacı Bektaş Veli ve Kadın Hakları / Güvenç Gürses
Dünyada kadın hakları mücadelesinin başlangıcı, 8 Mart 1857 tarihinde ABD'deki çalışan kadınların ücretlerini, çalışma saatlerini ve çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmiş ve bu olaydan 53 yıl sonra Danimarka'nın Kopenhag şehrinde düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonel toplantısında 8 Mart tarihi her yıl Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırılmıştır.
Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği yolundaki mücadelesinde Türkiye'deki önemli köşe taşları ise şöyle sıralanabilir:
Osmanlı Döneminde;
1845: Padişah fermanıyla kız ve erkek çocuklar için ilköğretim zorunlu hale getirildi.
1858: Kız ortaokulu açıldı. 1876: İlk anayasa ile kız ve erkek çocuklar için ilköğretim zorunlu hale getirildi. 1897: Kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı. 1911: Zina suçunun cezası kadın ve erkek için eşitlendi. 1913: Kadınlar devlet memuru olarak çalışmaya başladı. 1914: Kadınlar tüccarlık ve esnaflığa başladı. 1915: Kadınlar için ilk üniversite açıldı. 1915: Kadın işçiler için sosyal haklar açısından ilk düzenleme yapıldı.
1917: Osmanlı Medeni Kanunu'nun uygulanması için çıkarılan Aile Hukuku Kararnamesi ile evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması, zorla evlendirmenin geçersiz sayılması hususları düzenlendi.
Cumhuriyet Döneminde:
1922: Yedi kız öğrenci, tıp fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı. 1923: Kadınların siyasal haklarını savunmak üzere "Kadınlar Halk Fırkası" adıyla bir siyasi parti kuruldu. 1924: Eğitim ve Öğretim birliğini sağlayan (Tevhid-i Tedrisat) kanunu çıkarıldı. 1926: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü ile tek eşlilik zorunlu hale getirildi, kadınlar boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip oldular. 1930: Kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etti.
1933: Kadınlar muhtar ve ihtiyar heyeti seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etti.
1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. 1934: Kadınlar milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etti.
Dünyadaki ve Türkiye’deki kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği yolundaki mücadelesi yukarıda belirttiğimiz şekilde iken ve günümüzde dahi bazı belediyeler tarafından yeni evlenen çiftlere kadınların nasıl dövüleceğini anlatan “Aile Saadeti” isimli kitaplar dağıtırken (6), Alevi Bektaşi toplumunda kadınların toplumsal cinsiyet eşitliğinin Hacı Bektaş Veli dönemine kadar uzandığını görürüz.
Hacı Bektaş Veli,
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakkın yarattığı her şey, yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
Noksanlık da eksiklik de, senin görüşlerinde…
Şeklinde söylerken kadının erkeğin eşiti olduğunu çok güzel belirtmiştir.
Hacı Bektaş Veli bir milletin geleceğinin aydın kadınlar eliyle olacağına inandığı için “Kadınları okutunuz, kadınları okutmayan milletler yükselemez” demiştir.
“Alevilik inancı insanı kadın veya erkek diye ayrı ayrı değerlendirmeyip, insanı cins kimliğinden ziyade, can olarak” görmektedir.
“Alevi-Bektaşî toplumların kadınla ilgili kabullerinde eski Türk geleneklerini devam ettirdikleri görülmektedir. “Ana”, “bacı” vb. nitelendirmelerle kadınların, gerek aile içerisinde, gerekse sosyal hayatta erkekle birlikte hareket ettikleri bilinmektedir. Tek evliliğin yaygın olduğu bu gelenekte birden fazla kadınla evlenen erkeklerin veya eşlerinden boşananların düşkün kabul edilip toplumdan dışlanmayla cezalandırılması onların konuyla ilgili hassasiyetlerini göstermesi bakımından önemli bir husus olarak kabul edilebilir.”
Alevi Bektaşilerde kadının yeri yukarıda belirtildiği gibi iken bu gün durum aynen devam ediyor mu diye bakacak olursak;
8-9 Kasım 2017 tarihlerinde odatv4.com’un 18 Alevi kuruluşunda yaptığı bir araştırmada; “18 kuruluşun Yönetim Kurulu Başkanı’nın erkek olduğu görülmektedir. Yönetim Kurulu Üyeleri’ne baktığımızda tümünün toplamı üzerinden 277 üyenin 48’i kadınlardan oluşmaktadır, başka bir deyiş ile %83’ü erkek, %17’si kadın. Kuruluşların şube ve bileşen yapısı incelendiğinde 386 şube/bileşenin başkanı düzeyinde kadınların temsil oranı %8.5, erkeklerin oranı ise %91.5 olduğu”(4) belirtilmektedir. Bu açıdan Hacıbektaşlıların kurduğu sivil toplum örgütlerindeki yönetim kurulu üye sayısına bakacak olursak, merkezi Hacıbektaş’ta olan Hacı Bektaş Veli Kültür Derneğinde 2 kadın 7 erkek, Merkezi Ankara’da olan Hacıbektaş
Eğitim ve Kültür Derneğinde 2 kadın 4 erkek olduğu görülecektir. Bu hususta önemli soru şudur; yönetim kurullarında erkekler kadınların görev almasını mı önlüyor, yoksa kadınlar “uygulayan ve taşıyan” rolünden ayrılamayıp bu tip sivil toplum örgütlerinde görev almaktan uzak mı duruyorlar?
Alevi Bektaşi toplumu ve sivil toplum örgütleri kadınlara Hacı Bektaş’ın Kadıncık Ana’ya davrandığı gibi eşit davranmazlarsa Alevi Bektaşiyim demek ne işe yarar.
Son söz: Bir toplumun mihenk taşı kadındır, mihenk taşı zarar görürse tüm yapı zarar görür.
Muhabbetle…
Güvenç GÜRSES
12/01/2021
Kaynaklar:
(1). Kamile ÜNLÜSOY, Alevî-Bektaşi geleneğinde kadına bakış denemesi.
(2). hurriyet.com.tr/mahmure/dunden-bugune-kadin-haklari-35086895.
(3). Yaşar SEYMAN, Alevi öğretisinde ve toplumsal yaşamda kadın.
(4). odatv4.com/alevilerde-kadinin-durumu-05031832.html.
(5). Remzi Kaptan, Alevi İnançlı Kadın ve Aile.
(6). Barış Pehlivanoğlu, Barış Terkoğlu, Metastaz s.33.
Kaynak: Haber Hacıbektaş Com
